3 Aralık 2008 Çarşamba

Dingin ve O


Gereksiz ve zamansız bir dinginlikti tıpkı artık dibi gelmiş ve boyadan yorulmuş saç telinin havada süzülüşü gibi.Sessiz kalmak ya da cümleler kurmak istediği şeyler arasında mıydı,hiç düşünmemişti peh!Ağırlaştıran bir edası vardı nazlı bir genç kıza benzeyen bu dinginliğin.Başını yastığın yumuşaklığına koyduğu an uyku yolu ipek yoluydu.
En çirkin desibellerle, yüzlerle sorulan cümlelerin, can sıkıntısı süresi sesin havada dağılma süresi kadardı.Ey dinginlik dost muydun,sinsi bir düşman mı beni yalnız bırakmak için gelen?Engel olamıyordu diyecektim ama engel olmanın en şatafatlı koltuğunu bile kapmıştı.Pek hoş pek bir hafif meşrepti bu dinginlik-uyuşukluk mu?yo yoo-.Yavaş yavaş içindeki dolu koltukların hepsinin en yavşak sahibi oldu.Hiç canını yakmadan sadece tuhaf bir boşluk hissi vererek evde kalmış bir kadının mutfak marifetinin yoğunluğuyla beceriyordu.Evet evet!alalade kendine istiyordu onu tüm meşrepliğiyle.Cevap beklemek mi dediniz,tepki mi dediniz?Farkı kalmışmıydı sizce bu dinginliğin boşvermişlikten.'Aman şekerim senin olayım,onun olayım,onların olayım'Arkada belli belirsiz silüetler.Sonradan çatıp çatmayacağı belli olmayan yitiklik,acı.Beklemedeyiz.

Hiç yorum yok: